5.10.2008

Başka Bir Hikaye

Sevgilim ve ben bir çocuk istiyorduk. Doğal yollar işe yaramamıştı, bilinen bütün diğer yolları da denemiştik. Ama hiç bir şey işe yaramıyordu.
İsmini veremeyeceğim özel bir araştırma merkezinde deneysel bir yöntem keşfettik. Uzun bir deneme sürecinden sonra ikimizi denek olarak kabul ettiler. Burada açıklayamacağım bir yöntemle ikimizin de gen yapısıyla oynadılar. Bir sene boyunca süren bu deneme ve yanılma süresince pek bir ilerleme kaydedilmedi, ama zaten uygulanan yöntemin işe yaraması için en azından 12 ay geçmesi gerektiği baştan bize söylenmişti.
Deneyin 13. ayında sevgilim hamile kaldı. Bir süre hiç bir sorun yaşamadan devam etti hamileliği ama 15. ayda ikimizin de durumu kötüye gitmeye başladı. Sevgilimin derisi, göğüslerinden aşağıya doğru şeffaflaşmaya ve kemikleri ve etleri pelteleşmeye başladı. Bütün iç organları görünüyordu ve vücudunun alt kısmı sürekli suyla şişiyor ve şişme bir yatağa benziyordu. İki yatağı kaplıyordu artık vücudu. Fakat kolları ve kafasında sorun yoktu. Bebeğimiz ise o koskocaman erimiş vücudun içinde açıkça görülüyordu. Şaşırtıcı bir şekilde durumu tamamen normaldi. Hiç bir sağlık problemi yoktu.
Bir süre sonra ise sol göğsünün üzerinde kemikten ve etten bir uzantı çıkmaya başladı. Ne olduğu anlaşılmadan müdahale edilemedi ve iki hafta içinde büyüme durdu. Bu kemik ve etten oluşan ve bir kaburganın üzerinde koskacaman bir kafa ve upuzun bir çeneden oluşan garip bir bebekti fakat canlı değildi. Sevgilimin vücudunun dışında büyüyor, önce kaburgası oluşuyor sonra da üstteki kemikler belirgenleşip upuzun kafasını ve çenesini oluşturuyordu. Belirli kısımları etlerle kaplıydı ama etleri kemiklerini tamamen örtemiyordu. Bu ilk çıkan bebeği kesip attılar fakat bir süre sonra iki tane daha oluştu vücudunun diğer bölümlerinde. Bazen büyüme bir gecede bitiyordu, bazen iki haftayı buluyordu. Sevgilim sürekli acı içinde olduğu için artık sürekli uyutulmak zorundaydı.
Benim durumum da sevgilimin durumuyla aynı anda kötüleşmeye başladı. Vücudumun önce belirli yerleri sertleşmeye ve kahverengileşmeye başladı. Bir süre sonra ise sırtımda kocaman bir şişlik oluştu. Çok fazla acıkıyordum ve yemeyince vücudum kendini kapatıp ölmeye başlıyordu. Yedikçe sırtımdaki şişlik büyüdü. Artık suratım ve göğsüm dışında her yerim sert ve kahverengi bir deriyle kaplıydı. Giderek büyüyordum.
Bir kaç ay sonra ağırlığım bir kaç tona yaklaşmıştı ve hastaneden çıkartılıp özel olarak hazırlanmış büyük bir hangara götürüldüm. Sırtımdaki şişlik gittikçe uzuyordu ve ensemin hemen altında başlayıp metrelerce arkaya uzanıyordu. Bu koskoca, boğa yılanına benzeyen vücudun bir ucu daralıp bitiyor, diğer ucundaysa ben bulunuyordum. Suratım ve göğsüm hala belirgindi, bacaklarım ise küçük bir girinti oluşturacak şekilde arkamdaki kütleyle birleşmişti.
Bir sene sonra büyümem durdu. Şimdi uzunluğum iki kilometreye yakın ve ağırlığım ölçülemiyor. Koskaca bir yılan gibi dursam da bir yılan gibi haraket edemiyorum. Ama devasa vücudumun her kısmının farkındayım. Yalnızca bir tümör değil, bu benim vücudum. Belli bölgelerini haraket ettirebiliyorum istediğim zaman vücudumun. Ama kaza sonucu bir bakıcıyı öldürdükten sonra artık daha dikkatliyim ve zorunda kalmadıkça haraket etmiyorum.
Bir kaç arkadaşım ve 10 kadar bakıcı bana bu özel parkta bakıyorlar. Her gün bir çok doktor gelip beni kontrol ediyor ve üzerimde deneyler yapıyorlar. Karım doğumda öldü ve çocuğumuz şu anda iki yaşında.
Şimdi ise delirmek üzereyim. Çünkü vücudumun artık nerede olduğunu bilemiyorum. Sinirlerim bütün vücuduma yayılmış olsa da beynim bir türlü algılayamıyor ne kadar büyük olduğumu. Nerede başladığımı ve nerede bittiğimi algılayamıyorum. Vücudumun, asıl vücudumun olduğu yerde tutunmaya çalışıyorum ama sanki bilincim bütün bedenime dağılıyor yavaş yavaş. Dağıldıkça da bilincim çözülüyor ve düşüncelerim silikleşip yavaşlıyor. Bazen daha iyi oluyorum ve arkamdaki bu devasa parçamı unutuyorum bile. Sonra bir kaç yüz metre arkamda üzerime konan bir kuşun gagasını hissediyorum ve bütün aklım paramparça oluyor sanki.
Artık ne olduğumu bilemiyorum. Ne zamana kadar kendim olarak kalabileceğimi bilemiyorum.
Vücudumun ötesine geçemiyorum.


Hiç yorum yok: